Numaralandırılmış cümlelerin hangi ikisinde iyelik ( aitlik ) eki kullanılmıştır?
A)I – II B) I - III C) III – IV D) II – IV E) II – III
23. Eğitimine, yetiştirilmesine özen gösteren bir anne babanın varlığı küçük yaşlarda kişiliğini belirlemiş; ama o, hayatı boyunca kendini yetiştirmekten geri kalmamıştır.
Yukarıdaki cümlede yer alan altı çizili sözcüklerin ortak özelliği nedir?
A)Fiilden türemiş olmaları
B)Türemiş olmaları
C)Basit yapılı olmaları
D)Hâl eki almaları
E) Hem yapım hem çekim eki almaları
24. “Edebiyat yapıtının (I) tek amacının estetik olduğuna inanmasam da hiçbir (II) edebiyat yapıtının hayatı düzenleme (III) yolunda reçete olarak kullanılmaması gerektiğini (IV) düşünüyorum.(V)”
Numaralandırılmış sözcüklerin hangisi, yapı yönüyle diğerlerinden farklıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
25.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gövdeden türemiş sözcük kullanılmamıştır?
A)Çağdaş insan, gündelik yaşantıyı, şiirde görmek istiyor.
B) Günümüzde iyi şiir, kötülerden ayrılıp gerekli beğeniyi toplar.
C) Güzel sanatların amacı, sıradan insanı farklı kılmak olmalı.
D)Doğru dürüst tartışamayan insanla tartışmaya girmemeliyiz.
E)Gerçek edebiyat eserleri, kişiye yaşamın doğruları konusunda yol gösterici olanlardır.
26. En büyük zevkimiz dertlerimizle dostlarımızı acındırmak, kendimize vah vah dedirtmek. Başımıza gelenleri büyütür, şişirir, karşımızdakini ağlatmak isteriz neredeyse. Başkalarını kendi dertleri karşısında soğukkanlı gördük mü överiz ama soğukkanlılığı bizim dertlerimize karşı gösterdiler mi darılırız, kızarız. Dertlerimizi anlamaları yetmez, yanıp yakılmalarını isteriz.
Bu paragraftan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A)Dostlarımızın, bizim dertlerimize bizden daha fazla üzülmeleri bizi keyiflendirir.
B)Dostlarımızı üzmek, onları sıkıntıya sokmak en büyük zevkimizdir.
C)Dertlerimizi bir dosta anlatarak hafiflemek, çoğu kez bizi neşelendirir.
D)Dostun dosta yapabileceği en büyük kötülük, dertlerini anlatmasıdır.
E)Başkalarının dertlerini dinlemekten çok, kendi dertlerimizden bahsetmeyi severiz.
27. “Niçin hayat sofrasından karnı doymuş bir davetli gibi kalkıp gitmek istemiyorsun; niçin günlerine, yine sefalet içinde yaşanacak, yine boşu boşuna geçip gidecek başka günler katmak istiyorsun? Yoksa…….
Bu paragraf düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?
A)Ölümün tüm sıkıntılarını sona erdireceğini düşünemiyor musun?
B)Bu dünyada sonsuza kadar, hiç değişmeden kalabileceğini mi zannediyorsun?
C)Hayatın ve tüm zevklerin sonsuza kadar süreceği düşüncesinde misin?
D)Daha nasıl olsa sıra bana gelmemiştir deyip, yaşama sımsıkı sarılmak niyetinde misin?
E)Ölümün seni şimdikinden daha iyi koşullara kavuşturacağını mı zannediyorsun?
28. “…. Örneğin Geothe’ye bakalım. Genç Werther’in Acıları adlı o güzelim romanın yazarının, “Ben Werther değilim.” demesi kimi inandırabilir? Sekseninde on sekiz yaşında bir kıza aşık olacak kadar kafaca, yürekçe genç kalabilen bir yazarın gençlik dönemindeki coşkusunu Werther’le dile getirmesi övünülesi bir genç atılım değil mi?
Düşüncenin akışına göre parçanın giriş cümlesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Alman edebiyat oldukça yetkin isimler yetiştirdi.
B) En büyük yazar, eserde didaktizmi en iyi gizleyendir.
C) Yaşam öyküsü yazanlar kervanı her geçen kalabalıklaşıyor.
D) İnsan, kendini genç hissettiği müddetçe gençtir.
E) Tüm yazarlar romanlarında az çok kendilerinden bahsederler.
29. Ve gittim. Her şeyin beyaz olduğu bir odaya. Işıkların bile beyaz olduğu bir odaya. İnsanların bile beyaz olduğu bir odaya. Üstüme eğilmiş bütün gözlerin tümüyle beyaz olduğu bir odaya. Sesler bile beyazdı. Bana dedi ki: “Ölür müyüm doktor diye soruyorsun öyle mi? Ölürsen… Tıp tarihine mide ameliyatından ölen ilk hasta diye geçersin, bil!”
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır?
A)Öykülemeden
B)Kişileştirmeden
C)Görsel öğelerden
D)Betimlemeden
E)Nitelemelerden
30. Şiir coşkuyla yazılmaz. Coşkuyla yazılmış etkisini uyandıran şiirler bile hesaplı bir düşünce, hesaplı bir duyguyla düzülmüştür. Gerçek şu ki ozanlar, coşkuyu duyularıyla değil uslarıyla kavramak istemeyi yeğlerler. Benim şiirlerimin kimi dizelerindeki korkunç başarısızlık, o şiirleri yazdığım zamanki coşkularımın bir sanat eserini yok edecek kadar güçlü oluşuna dayanmaktadır. Coşku, şiire değil günah çıkartma ya da evlenme önerisi yapma gibi yürek hoplatıcı sahnelere yakışır ancak.
Bu paragraftan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A)En coşkulu şiirler bile, üzerinde kafa yorularak hazırlanmıştır.
B)Şair, şiirini oluştururken duygularının dizginini sürekli kontrol altında tutmalıdır.
C)Duygu yönü eksik olan şiirlerin düşünce bakımından da birtakım eksikleri vardır.
D)Şiir ciddi bir iştir, dingin bir ruh ve düşünme ister.
E)İyi şair, şiirlerini oluştururken akla dayalı bir duygusallık oluşturur.
31. Gogol’un ‘Yeni Bir Oyunun İlk Oynanışından Sonra Tiyatrodan Çıkış’ adlı oyununda, iki seyirciden biri ötekine, “Oyunu nasıl buldun?” diye sorar. Öteki de, “Eleştirmenler düşüncelerini yazmadan bir şey söylenemez.” der.
Yukarıdaki cevabı veren kişiyi en iyi anlatan cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eleştirmenlerin görüşlerine son derece saygılıdır.
B) Oyunu değerlendirebilecek sanat birikimi yoktur.
C) Kendi beğenisine güvenmemektedir.
D) Oyunu beğenmemiş; fakat bunu söylememektedir.
E) Oyun, beğeni sınırlarının çok altındadır
32. Kesinlikle hayır. Eğitmenliğe yakışmadığını düşünüyorum bunun. Çünkü genç insanlarımıza eğitim verir görünürken, aslında kendi kalıplarımıza göre düşünmeyi öğretmek, yalnız onlar için değil, bütün toplum için de zararlı bir tutum. Düşünmeyi öğrenmeden yetişen genç, günü gelir, öğretilenlerin dışında kalan yeni durumlar karşısında şaşkınlaşır, kendi yerini bilemez ve rüzgarlar önünde savrulur durur.
Yukarıdaki sözler, aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı olabilir?
A)Hocalık yaptığınız yıllarda, fikirlerinizi ve dünya görüşünüzü öğrencilerinize aktarmayı hiç düşündünüz mü?
B)Eğitmenlik yaptığınız yıllarda sizin gibi düşünmeyen insanlara tahammül edebilir miydiniz?
C)Sizce eğitmenliğin ilk koşulu, öğrencilerdeki örf ve âdetlerimize uymayan davranışları düzeltmek midir?
D)Hocalıkla eğitmenliğin farklı kavramlar olduğu ve iyi bir hocanın, iyi bir eğitmen olamayacağı fikrine katılır mısınız.
E)Sizin gibi düşünmeyen öğrencilerinize karşı da son derece demokrat olduğunuz düşüncesi doğru mu?
34. Türk hikâye ve romanının daha yeni yeni başlamakta olduğu bir dönemde bu alanın en gerçekçi örneklerini verdi. Hatta realizmi aşarak natüralizme uzanan bir yazar karakterinde göründü. Memleket manzaralarına ve gerçeklerine yönelik hikâye ve romanlarının yanı sıra İstanbul’u anlatan şeyler de yazdı. Köy yaşamını anlatan büyük hikâyesi bu alanda ilk olma özelliğini de taşımaktadır.
Yukarıdaki parçada, sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Türk yazınının önder şahsiyetlerinden biri olduğuna
B) Eserlerinde gerçekçiliğe önem verdiğine
C) Edebiyatımızdaki ilk köy hikâyesinin ona ait olduğuna
D) Mekân seçiminde tutucu olmadığına
E) Konu seçimindeki titizliğine
35. Bir yazar , gördüğünü, bildiğini, düşündüğünü yazıyorsa, bunu toplumsal bir fayda için yapıyordur. Benim görevim duyurmaktır, anlatmaktır diye düşünüyordur. Bunu yaparsa insanlar ve toplumlar daha mutlu olacak inancındadır. Yazar vurulmayı, acıyı, ölmeyi göze alıyorsa, korumak istediği değerleri kendi yaşamından üstün tutuyor demektir.
Bu düşünceleri savunan bir kişinin, aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?
A)Yazar olmanın ilk koşulu, doğruları toplumdan gizlememektir.
B)Yazar, içinde yaşadığı topluma karşı sorumludur, onu eğitmeye çalışmalıdır.
C)Birtakım zorluklar, yazarı, bildiklerini söyleme konusunda kısıtlayamaz.
D)Edebi eserlerin belli bir düzeyi olmalıdır, hiçbir amaç uğruna, bu düzey düşürülemez.
E)Okuyucusunun seviyesini gözetmeden yazan kişi, topluma faydalı olamaz.
...Yanıtlar…
|
1. E
2. A
3. C
4. C
5. B
6. E
7. A
8. D
9. A
10. D
11. B
12. C |
13. D
14. C
15. A
16. D
17. E
18. D
19. A
20. B
21. C
22. E
23. D
24. B |
25. C
26. A
27. E
28. E
29. B
30. C
31. C
32. A
33. E
34. D |
TARAMA -2
1. Aşağıdaki sözcük çiftlerinden hangisi anlam ilişkisi yönünden diğerlerinden farklıdır?
A) Güzel- çirkin
B) İyi- kötü
C) Akıllı- zeki
D)Gelmek-gitmek
-
Aşağıdaki dizelerin hangisinde “karanlık” sözcüğü mecaz anlamda kullanılmıştır?
-
Polisten kaçan hırsız karanlık sokaklara doğru kaçtı.
-
Geceleyin karanlıkta dolaşmaktan hep korkmuşumdur.
-
Bu karanlık sokaklar tek arkadaşımdır benim.
-
Onun babası karanlık işler çevirmektedir
-
Aşağıdakilerin hangisinde karşıt kavramlar bir arada verilmiştir?
-
Bu sevda ömrümün ilk ve tek sevdasıydı
-
Hayal mi gerçek mi bilemiyorum.
-
Ayrılığın ne demek olduğunu şimdi anladım
-
O güzel kirpiklerin beni benden aldı
-
Aşağıdaki atasözlerinden hangisi taşıdığı anlam bakımından diğerlerinden farklıdır?
-
Üveye etme özünde bulursun,geline etme kızında bulursun
-
Üzüm üzüme baka baka kararır.
-
Körle yatan şaşı kalkar
-
Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan.
-
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir varlığın hem olumlu hem de olumsuz yönü bir arada verilmiştir?
-
Babam Ankara’da küçük ama kullanışlı bir ev aldı.
-
Amcamın köyde geniş ve güzel bir bahçesi var.
-
Uçurtmama renkli ve uzun bir kuyruk taktım.
-
Romanın sade ve akıcı bir dili okuyucuyu büyülüyor.
-
Aşağıda dizelerin hangisinde şarta bağlı bir durum vardır?
-
Kederimin sebebini söyleyeceğimi zannetmeyiniz.
-
Git ama karanlık olmadan geri dön.
-
Tüm bu olan bitenleri unutalım.
-
Onu bu halde görmek beni kahrediyor.
-
Aşağıdaki dizelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?
-
Senden kurtulmak için buraları terk eyledim.
-
Seni görmek beni çok mutlu edecektir
-
Ödevlerini yaptıktan sonra dışarı çıkabilirsin
-
Sensiz bir dünya hayal edemiyorum.
-
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tanımlama yapılmıştır?
-
Masal çocukların hayallerini geliştirmektedir.
-
Şiir, insanlara bir duygu zenginliği katabilmelidir.
-
Hikaye,olmuş ya da olması mümkün olan olayları anlatan bir yazıdır.
-
Anı, hatırlandıkça insanlarda duygu değişimi yapabilmelidir.
-
“Kusursuz dost arayan dostsuz kalır” sözüyle aşağıdakilerden hangisi arasında bir yakınlık söz konusudur?
-
Körle yatan şaşı kalkar
-
İsin yanında is, misin yanında mis olursun
-
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim
-
Dikensiz gül olmaz
-
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir yargı vardır?
-
Bu roman, kurtuluş savaşı yıllarını anlatmaktadır.
-
Romanda ilginç betimlemeler ve büyülü bir üslup dikkat çekiyor
-
Yazar romanda o dönemle ilgili köy yaşamı hakkında bilgiler veriyor.
-
Eleştirmenler bu romanla değişik görüşler ortaya atmışlardır.
1) D 2) D 3) B 4) A 5) A 6) B 7) A C 9) D 10) B
TARAMA-3
1. “Son kitabınızı okudum, açık söylemeliyim kendinizi aşmışsınız. Diyebilirim ki kelimenin tam anlamıyla sözcüklerle akraba olmuşsunuz. Bırakınız kusuru, tekleme dahi yok.
Bu parçadaki “sözcüklerle akraba olmak” sözleriyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sözcükleri temel anlamlarıyla kullanma
B) Sözcükleri yerli yerinde kullanma
C) Sözcükleri,sözlükteki anlamlarıyla kullanma
D) Sözcük seçiminde özentisiz davranma
E) Sözcüklerin yan anlamlarını göz ardı etme
2. “ Yazar, son eserine öyle bir makyaj yapmış ki eser, eser olmaktan çıkıp, Tanzimat devrinin rüküş ve kafası çalışmayan salon kadınlarına dönmüş.”
Bu cümlede yer alan “makyaj yapmak” sözleriyle anlatılmak istenen düşünce, aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Eseri bilimsel ve teknik terimlerle doldurmanız okuyuşu zorlaştırıyor.
B) Konularınızı eski zamanlardan seçmeniz okur kitlenizi azaltacaktır.
C) Sürekli aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz, bu durum okuyucuyu sıkar.
D) Anlatımınız oldukça ağır ve süslü, daha yalın yazmalısınız.
E) Okur kitlesini,sürekli kültürsüz insanlar arasından seçiyorsunuz.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim kullanılmamıştır?
A) Bilim, sanat veya birtakım özel mesleklere gösterilen ilgi artıyor.
B) Gazetecilikte en önemli şey, manşeti iyi ayarlamaktır.
C) Bilgisayar kurslarında en önce klavye tanıtılır.
D) Golü atınca savunmaya ağırlık verdiler.
E) Yazılıdan düşük alınca sözlüye kalkmak istedim.
4. “ Vurmak” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde “olduğundan başka bir biçime çevirmek veya başka biçimde görünmek” anlamını verecek şekilde kullanılmıştır?
A) Sen bakma bunların vur patlasın çal oynasın tavırlarına, düşünemiyorlar işte.
B) Sözlerinin son kısmını vurgulayınca, odadaki herkesin yüzü değişik bir hal aldı.
C) Avda vurdukları hayvanlar, o gün gözüne daha farklı görünmüştü.
D) Parasızlıktan iyice bıkınca o da işi deliliğe vurmaya başladı.
E) Masaya yumruğunu vurarak bir şeylerin değişmesi gerektiğini söyledi.
5. “ İçerisi sigaradan göz gözü görmez bir hale gelmiş.” cümlesinde “sigara” sözcüğüyle kastedilen, “duman”dır. Bu şekilde, bir sözcüğü, benzetme amacı gütmeden başka bir sözcük yerine kullanma sanatına mecaz-ı mürsel adı verilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecaz-ı mürsel sanatı yapılmamıştır?
A) O yıllarda henüz Reşat Nuri’nin öğrencisi olma-mıştım.
B) Yaşım on üç olmasına rağmen babamın kitaplığını tamamen okuyup bitirmiştim.
C) Yirmi yaşına girdiğimde bütün kasabanın bana hayran olduğunu hissederdim.
D) Medresedeki hocanın bana okuttuğu ilk kişi Fuzuli idi.
E) Sonradan Nedim ve Galip’i de delicesine ezber-lediğimi hatırlıyorum.
6. “ Görmek” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “ Görmedim ömrümün âsûde geçen bir demini.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Bu rahatlığı, bu ferahlığı bana çok görüyorsunuz.
B) Sizin durumunuzu, açık söyleyeyim, çok iyi görmüyorum.
C) Şu küçücük köyde insanların, bir gün olsun rahat durduklarını görmedim.
D) Gözlerimle görmeseydim, çocuğun söylediklerine inanmazdım.
E) Cebi para görünce bizleri çoktan unutmuş.
7. I. Bu gezme işini haftaya bırakalım.
II. Bakalım evin anahtarlarını yine nerede bıraktın.
III. Bırakın şu adamı güzelce döveyim.
IV. Sigaramı, çakmağımı ve davamı bırakıyorum sizlere.
Aşağıdakilerden hangisi “bırakmak” sözcüğünün yukarıdaki kazandığı anlamlardan biri değildir?
A) Emanet etmek
B) Unutmak
C) Terk etmek
D) Engel olmamak
E) Ertelemek
8. Aşağıdaki cümlelerde yer alan ikilemelerden hangisi kuruluş bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Doğru dürüst konuşacaksan konuşalım.
B) Eski işinde iyi kötü geçinebiliyordu.
C) Bu işlerden az çok ben de anlarım.
D) Kasabada büyük küçük herkesin dilindesin
E) Dün yine ileri geri konuşmuşlar.
9. Soyut kavramları daha görünür kılmak için somut kavramlardan faydalanılır. Buna somutlama adı verilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somutlama yapılmamıştır?
A) Seni kırmak istemem ama teklifin hiç kabul edilir gibi değil.
B) Son oylamada ezici bir çoğunlukla tüm rakiplerini geride bıraktı.
C) Dün olanları duyunca hepimize ateş püskürdü.
D) Bizi zamanında dinlemedi, şimdi bırakın çürüsün kahvehane köşelerinde.
E) Bu kadar sinirleneceğinizi bilseydim ağzımı hiç açmazdım.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, açık lamasıyla birlikte verilmiştir?
A) Maçı kaybedince futbolcuların ağzından girip bur-nundan çıktım, hepsi de çok üzgündü.
B) Bu kadar ince eleyip sık dokumaya gerek yok, alt tarafı müfettiş gelecek.
C) Kılı kırk yaran bir anlatımı var, keşke okuyucu değerini bilseydi.
D) O kadar beceriksiz ki elinden kör eşek yem yemez.
E) Daha ilk günden onu hiç gözüm tutmamıştı zaten.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, yanlış anlamda kullanılmıştır?
A) Konuşmaya başladı mı mangalda kül bırakmaz.
B) Çocuğu anneme bırakırsam gözüm arkada kalmaz.
C) Beni görünce çok korkmuş, adeta küçük dilini yutmuştu.
D) Bu iş uğruna ölümü bile göze alırım ben.
E) Bizim kız çok hamarattır, taşı sıksa suyunu çıkarır.
12. I. Akıllı insan, nelerden kazanç sağlayacağını bilir.
II. Kısa sürelere sığdırılan işlerin kazançları da az olur.
III. Kâr getirecek iş daha yolun başında belli olur.
IV. Ticaretteki kârın tadına varan kişiler bunu hiçbir şeyle değişmezler.
Aşağıdaki atasözlerinden hangisinin karşılığı yukarıdaki açıklamaların içinde yoktur?
A) Ar gözünden, kâr yüzünden bellidir.
B) Kısa günün kârı da az olur.
C) Su verip, yağ alırsan zarar edersin
D) Arı bal alacağı çiçeği bilir.
E) Kâr yârdan tatlıdır.
13. Aşağıdaki açıklamalardan hangisi, karşısında verilen deyime uygun değildir?
A) İki tarafı uzlaştırmaya çalışırken zor durumda kalmak: arada kalmak
B) Karışık bir durumda gerekli ilgiyi görmemek: arada kaynamak
C) İki kişi arasındaki dostluğu bozmak: aralarını açmak
D) Bir işte sözü geçer bir kimsenin aracılığına başvurmak: araya gitmek
E) İlişkileri bozulmuş kişileri barıştırmak: arayı yapmak
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ birinin yolunda giden işini aksatan, engelleyen davranışta bulunmak “ anlamına gelen bir deyim kullanılmıştır?
A) Bu davranışınla bir çuval inciri berbat ettiğinin farkında mısın?
B) Dayın tekerimize taş koymasaydı bu sektörün en güçlüsüydük.
C) Dişe diş mücadele ile sonunda galip gelmesini bildi.
D) Aynı yanlışı tekrar yapınca gözünün yaşına bakmadan kovdum onu.
E) İşlerimizin bu en yoğun gününde izin istemesi olacak şey değil.
15. Sene sonu bitirme sınavlarının tam ortasındaydık. Gece geç saatlere kadar çalışıyor, sabahleyin erkenden kalkıyordum. Anlayacağınız uykusuzluk son noktasına gelmişti. Yine kalktım, yüzümü yıkamak için lavaboya gittim, bir de ne göreyim…..
Düşüncenin akışına göre parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) gözlerim faltaşı gibi açılmış.
B) gözlerim kan çanağına dönmüş.
C) gözlerim çakmak çakmak olmuş.
D) gözüm gözüme çökmüş.
E) gözüm arkada kalmış.
16. Sert sessizlerle biten bir sözcüğe “c, d, g “ ile başlayan bir ek geldiğinde bu yumuşak sesler sertleşerek “ç, t, k” ye dönüşür. Bu durum sadece kökle ek arasında değil, kök içerisinde de gerçekleşir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya aykırı bir kullanım söz konusudur?
A) Bilgisayarın evimizin baş köşesine kurulmaya hakkı var.
B) Artık dünya bilişim çağını yaşarken bizim bunu kaçırmamız olanaksızdır.
C) Bizler hesap makinelerini tam çözemedik, çocuk-lar bilgisayar oynuyor.
D) Dünün teknolojiden korkan insanının yerini bu-günün cesur çocukları aldı.
E) Biz yaşlılar, dama ve satrançla meşgulken, ço-cuklar bilgisayarı tercih ediyor.
17. “ Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.” cüm- lesinde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?
A) Ünsüz sertleşmesi
B) Ünsüz yumuşaması
C) Ünlü daralması
D) Ünlü düşmesi
E) Ulama
18. “p, ç, t, k” ile biten bir sözcüğe ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde, sert olan bu harfler yumuşar.”
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya aykırı bir kullanım söz konusudur?
A) Anladım ki giden sevgililer dönmeyecekler.
B) Biriken kinim sana değil, senden kalanlara.
C) Sende unuttum ben her şeyi.
D) Ağlamak kâr etmez, mazideki günlere.
E) Geçmesin günümüz sevgisiz, sensiz.
19. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yükleminde bir ünlü düşmesi söz konusudur.
A) Sabretmeyi bilmeyen, başarıyla hiç tanışamaz.
B) Son derece savruk bir anlatımla yazıyorsun.
C) Olanları benden hep gizlemişler.
D) Bırak artık ağlamayı, sızlanmayı.
E) Sıyrıldım tüm dertlerden ve sıkıntılardan
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) Anlattıklarından hiçbir şey anlamadım ki konuşayım.
B) Onun anlayışında bir problem olduğunu hiç sanmıyorum.
C) Öğretmenimiz söz verdi mi mutlaka yerine getirirdi.
D) Dün yapılan sınavdan Ayşenur’da çok ümitsiz.
E) Okulun ihtiyaçlarının da görüşüldüğü toplantıda kimse söz almak istememiş.
21. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmamıştır?
A) Türkiye Büyük Millet meclisi, yılın son toplantısını yarın yapacak.
B) Dün ölen milletvekilimiz, Askeri Törenle gömülmüş.
C) Bu yıl kurban bayramı, 24 Mart salı gününe rastlıyor.
D) Muhittin Amcam, bu hafta sonu askerden gelecek.
E) Ziya Gökalp’in; Türkleşmek, İslamlaşmak ve Muasırlaşmak adlı eserini okuduk.
22. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışı yapılmıştır?
A) Dün öğretmenimiz, ana – baba hakkı üzerine güzel bir konuşma yaptı.
B) Toplumsal yaşamın vazgeçilmez öğelerinden biri de sevmeyi, saymayı öğrenmektir.
C) Okul, genç beyinlerde, eleştirel düşünme gücünü harekete geçirmelidir.
D) Paylaşmayı ve iyi geçinmeyi öğrenemeyen çocuk, bir süre sonra saldırganlaşacaktır.
E) Bireyin özgürlüğü, toplum refahının önüne hiçbir zaman geçmemelidir.
23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde parantez “()” işaretinin kullanım amacı diğerlerinden farklıdır?
A) Dil alanında yapılan ilk çalışmalardan ödün ( taviz) verilemezdi.
B) Geriye bir tek olasılık ( ihtimal) kalıyordu, o da dil çalışmalarını sona erdirmek.
C) Tüm kurul, ellerindeki olanak ( imkân) ları kullanmak istiyordu.
D) Gece gündüz çalışarak sonunda bir sözlük (lügat) çıkardılar.
E) Bu kurul, dağılıncaya kadar bir eser daha ( imlâ kılavuzu) çıkarabildi.
24. “ Sizler ilerde köprüler, yollar, gökdelenler yapacaksınız.
Virgül ( , ), aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledeki göreviyle kullanılmıştır?
A) Çok acıkınca biraz meyve, çokça ekmek, bir parça da pasta yedim.
B) Bana doğru yürüdü, yerinde duramıyordu.
C) Kitaplarıma, dergilerime iyi bakmayacaksanız onları götürmeyiniz.
D) Sınavda Aylin, Mehmet ve Songül başarılı olmuş.
E) Okula giderse, gideceğini sanmıyorum ya, kimse ondan bir şey sormayacak.
25. Ruh ( ) zevkini çalışmada bulur ( ) hiçbir işle uğraşmayan ( ) yaşama zevkini yavaş yavaş yitirir ( )
Bu parçada parantezle gösterilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?
A) ( , ), ( , ), ( ; ), ( . )
B) ( , ), ( , ), ( , ), ( . )
C) ( , ), ( ; ), ( , ), ( . )
D) ( , ), ( ; ), ( , ), ( … )
E) ( , ), ( ; ), ( ; ), ( . )
26. (I) Şu yaşadığınız hayatı, en son ne zaman sorguladınız? (II) Eğlencelerinizi, uğraşılarınızı, zevklerinizi irdelemeyeli ne kadar oldu? (III) Bıkmadınız mı hâlâ uslu çocuk olmaktan, sorumlu insan rollerinden. (IV) Bugün bir iyilik yapın kendinize ve doyasıya eğlenin. (V) Yarın, evet yarın, kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
Numaralandırılmış cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışı yapılmıştır?
A) I B)II C)III D) IV E) V
27. “ Şairlik yaşamımın küçük bir bölümünde heceyi aruza tercih ettiğim olmuştur. Şimdi bakıyorum da en güzel şiirlerimi, o küçücük dönemde yazmışım.”
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Şair, bazı şiirlerini daha çok beğenmektedir.
B) Daha çok aruz ölçüsüyle şiirler yazmıştır.
C) Şiirlerinde aruzu da heceyi de kullanmıştır.
D) Artık şiirle uğraşmamaktadır.
E) Heceyle yazdığı şiirleri daha çok beğenmektedir.
28. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “karşılaş-tırma” yapılmamıştır?
A) Çocuklar için sütten daha yararlı bir besin olabilir mi?
B) Yazılarınızda, dostluktan ve samimiyetten vazgeçemeyeceğinizi söylüyorsunuz.
C) İyimserlik konusunda yaşlıların , gençler kadar iyi olduğu söylenemez.
D) Eserin son bölümündeki anlatım, bütün acemiliklerini kapatmış.
E) Diğerlerinin aksine o, eseri daha çekici ve okunur bulmuştu.
29. “Türk romanını, ulusal alandan uluslar arası alana taşımak istiyorsak, ulusal kimliğimizi her yönüyle romanımıza yansıtmalıyız.”
Yukarıdaki cümleyle anlamca özdeş düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Türk romanının en önemli sorunu Batıya açılamamış olmasıdır.
B) Milli kültürümüzün romanımıza yansıması, romanımızı uluslar arası üne kavuşturacaktır.
C) Ulusal kültür öğelerimizi yaşatmanın tek koşulu, onları romanda anlatmaktır.
D) Milli benliğinden uzaklaşan bir milletin, roman alanında başarılı olması beklenemez.
E) Türk romanı, ulusal alanda çok başarılı olmasına rağmen, dışarıda başarısızdır.
30. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “zaman” vurgulanmaktadır?
A) İki yıldır beklediğimiz misafirler yarın gelecek.
B) Akşama annemler geleceği için hazırlık yapıyorum.
C) O yıllarda mavi bir bisikletimin olmasını ne çok isterdim.
D) Ankara’dan gelecek olan misafirlerimiz, öğleye burada olur.
E) Erken gelirseniz sıcağı sıcağına anlaşmayı da yaparız.
31. “ Pop müzik mi yaşamımızı popülistleştirdi, yoksa iyice popülist olan yaşamımız mı pop müziğin patlamasına yol açtı bilemiyorum.” cümlesine anlamca en yakın yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Batı kaynaklarına fazlaca yönelmemiz, müziğimizin bozulmasına yol açtı.
B) Son yıllarda yaşanan pop müzik patlamasının kökeninde önemli toplumsal sorunlar yatmaktadır.
C) Toplumsal yaşamla toplumsal zevkler arasındaki ilişki girift bir haldedir.
D) Yaşamı popülist bir tarzda yaşayanların en sevdiği müzik türü poptur.
E) Toplumsal yaşamla kişisel zevkler arasındaki ilişki son zamanlarda açmazlar yaşamaya başladı.
32. “ Suyu taşırma tehlikesi, çoğunlukla bardağı fazla doldurma isteğinden kaynaklanır.”
Bu cümle, üslupla ilgili olarak düşünülse aşağıda-kilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Yazar, anlatmak istediklerini daha anlaşılır kılmak için sık sık benzetmelere başvuruyor.
B) Daha eserin ilk sayfalarından itibaren dilin, bir kuyumcu titizliğiyle kullanıldığını görüyoruz.
C) Özgün olabilmek için, sık sık yeni kelimeler kullanılmış, aslında bu, hiç fena olmamış.
D) Az sözle çok şey anlatmak için konuyu çok sıkıştırmış, bu da konuyu anlaşılmaz kılmış.
E) Mecazları, eğretilemeleri öyle ustalıkla kullanmış ki hayran olmamak elde değil.
33. “ Bir romanı ya da öyküyü değişik zamanlarda yeniden okuma ihtiyacı hissederiz. O eserin konusunu bildiğimiz halde yaparız bunu.”
Bu düşünceye sahip olan bir kişinin aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?
A) Bir sanat eserinde önemli olan, yazarın dili ve anlatımıdır.
B) Bazı eserlerden aldığımız tat, onları birkaç defa okumamızı kaçınılmaz kılar.
C) Bir sanat eserinde konu, o eserin en önemli yönüdür.
D) Aynı konuyu işleyen farklı eserler okumak kişinin bakış açısını genişletir.
E) Bir eserin konusunu bilmek, onu okumamak için bir gerekçe sayılamaz.
34. (I) Son çıkardığınız şiir kitabı elimde. (II) Yine pek cicili bicili bir kapağı var. (III) İlk şiirinizi okudum da sanki, Orhan Veli veya Cahit Sıtkı’yı okur gibi oldum. (IV) Doğayı yine eşsiz bir şekilde betimlemişsiniz.(V) Azıcık ölçü ve uyağa da dikkat etseymişsiniz …
Parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde olumlu ya da olumsuz olduğu belli olmayan değerlendirmeler söz konusudur?
A) I ve II B) II ve IV C) III ve V D) II ve V E) II ve III
35. “ Sabahları erken uyanabilmek için saati mutlaka kurar da yatar.”
Aşağıdakilerden hangisinde bu cümledekine benzer bir anlam ilişkisi yoktur?
A) Etraftaki çöpleri zamanında toplayabilmek için yeni bir çöp arabası alınmış.
B) Konuşmacıyı daha iyi duyabilmek için en öne oturdum.
C) Amcama yetişebilmek için bütün gün hiç durmadan çalıştım.
D) O çocuğa bu kadar güvendiğin için bunlar başına geldi.
E) Bütün eşyaları, iyice birikmiş borçlarımı ödeyebilmek için sattım.
36. “ Tarih,bir bilim olarak sürekli geçmişten bahseder; ama siz tarihi masal dinler gibi dinlemekten vazgeçerseniz, onda geleceğin ipuçlarını yakalayabilirsiniz.”
Bu cümlede anlatılmak istenenler kullanılarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Tarihsel bir olayı kavrayıp ondan ders çıkarabilmek için onu, yaşandığı dönemin şartları içinde değerlendirmek gerekir.
B) Tarihi olayları, neden sonuç ilişkisi içinde, olayların görünen ve görünmeyen nedenlerini ayırt ederek incelemek gerekir.
C) Tarih ilmi, milletlerin bir bakıma beyni sayılır, tarihini unutan bir millet, hafızasını yitiren bir insana benzer.
D) Tarihin, objektif bir biçimde ortaya çıkarılmasında duygusallığın ve bencilliğin yeri yoktur.
E) Tarihteki olayların belirli periyotlarla tekrarlandığı düşünülürse, gerçekçi bir yaklaşımla, tarihten, gelecekteki olaylar hakkında fikir edinilebilir.
37. (I) Gençlerin, duygularıyla; ihtiyarların, akıllarıyla hareket ettikleri, yaygın bir söylentidir. (II) Hatta bununla yetinmeyip gençlerin fikirsel alanda tümden boş oldukları iddiası bile vardır.(III) Bakın bunu söyleyenlere, hepsinin orta yaşın üstünde ve biraz da alık kişiler olduklarını göreceksiniz. (IV) Allah aşkına yaşı mı olurmuş düşünmenin? (V) Ben ne gençler tanırım değme ihtiyarlara taş çıkartan.(VI) Ve ne ihtiyarlar tanırım, toy mu toy.
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinden itibaren yazar, kendi kişisel duygu-larını belirtmeye başlamıştır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
38. “ Edebiyatımızda Fuzuli, sevgiliye kavuşunca aşkın biteceğine inandığı için sevgiliye kavuşmayı arzulamaz; Yunus ise aşkın ancak sevgili ile birlikteyken bir anlam kazanacağına inandığından sevgiliye kavuşma arzusu ile doludur. Onların şiirlerini aşksız da düşünemeyiz zaten”
Yukarıdaki parçadan Fuzuli ve Yunus’un aşk anlayışları ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Yunus’un sevgiliden ayrı kalmaya tahammülü yoktur.
B) Fuzuli için aşkı besleyen en önemli kaynak ayrılıktır.
C) Her iki şair için de aşk, şiirlerinin önemli bir öğesidir.
D) Her iki şair de maddi aşkı geçerek manevi aşka yönelmişlerdir.
E) Her iki şairin aşk anlayışlarında birbirine zıt unsurlar vardır.
39. “Daha çok küçük yaşlardan itibaren, devrin en önemli müzisyenlerinden ders alabilme şansını yakalamış ama o bunlarla da yetinmeyerek Tanrı vergisi yeteneği ve sarsılmaz öğrenme arzusuyla şöhretin basamaklarını bir bir tırmanmayı bilmiştir.”
Bu cümle, olayların sıralanış ve sonlanışı bakımından aşağıdakilerden hangisiyle benzerlik göstermektedir?
A) Eğitimde kitabın ve okumanın önemini kavramıştık ama ne kitap alacak paramız ne de okuyacak zamanımız vardı.
B) Yeni kaydolduğu okul, araç gereç açısından çok zengin değildi ama o, yılmıyor ve çalışarak bu olumsuzlukları aşabileceğini biliyordu.
C) Piyasa yeni bir öykü kitabı çıkarmak için son derece uygundu ama o, bu durumdan yararlanmayı kendisine yediremiyordu.
D) Bilgisayar almanın tam zamanı diye düşündü ama daha ödemesi gereken bir yığın borcu vardı.
E) Yeni mahalleleri, çocuk eğitmek için biçilmiş kaftandı ama onlar bunu yeterli görmeyip çocuklarını en iyi okullara gönderip yarınlara hazırladılar.
40. Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir tanım cümlesi değildir?
A) Tanzimat, bizim için aynı zamanda Batılılaşma dönemi olmuştur.
B) Sevmek, en olmadık zamanda hatırlamak ve anlamsız bir şekilde ağlamaya başlamaktır.
C) Dava adamı, kendi duygularını toplumun düşüncelerinin her zaman altında gören kişidir.
D) Özgür düşünce, bütün basma kalıp düşünceleri elinin tersiyle itebilmektir.
E) Yazar, bir yönüyle toplumdan ayrı duyan, ayrı düşünen insandır.
...Yanıtlar…
|
1. B
2. D
3. A
4. D
5. A
6. C
7. C
8. A
9. E
10. D
11. E
12. C
13. D
14. B
15. B |
16. E
17. C
18. B
19. E
20. D
21. E
22. A
23. E
24. A
25. C
26. C
27. D
28. B
29. B
30. A |
31. C
32. D
33. C
34. E
35. D
36. E
37. B
38. D
39. E
40. A |